Selected

Original Text
Abdulbaki Golpinarli

Available Translations

15 Al-Ĥijr ٱلْحِجْر

< Previous   99 Āyah   The Rocky Tract      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

15:1 الٓر ۚ تِلْكَ ءَايَـٰتُ ٱلْكِتَـٰبِ وَقُرْءَانٍ مُّبِينٍ
15:1 Elif lam ra, budur kitabın ve her şeyi açıklayan Kur'an'ın ayetleri. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:2 رُّبَمَا يَوَدُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَوْ كَانُوا۟ مُسْلِمِينَ
15:2 Nice demler gelecek ki kafirler, ne olur keşke biz de Müslüman olsaydık diyecekler. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:3 ذَرْهُمْ يَأْكُلُوا۟ وَيَتَمَتَّعُوا۟ وَيُلْهِهِمُ ٱلْأَمَلُ ۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
15:3 Bırak onları, yesinler, geçinsinler ve isteklere düşüp oyalansınlar, yakında bilecekler. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:4 وَمَآ أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ إِلَّا وَلَهَا كِتَابٌ مَّعْلُومٌ
15:4 Ve biz hiçbir şehri helak etmedik ki helak edeceğimiz zaman, malum ve mukadder olmasın. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:5 مَّا تَسْبِقُ مِنْ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسْتَـْٔخِرُونَ
15:5 Hiçbir ümmet, ne helak edileceği zamanı mukadder vaktinden öne alabilir, ne de onu geciktirebilir. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:6 وَقَالُوا۟ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِى نُزِّلَ عَلَيْهِ ٱلذِّكْرُ إِنَّكَ لَمَجْنُونٌ
15:6 Ve derler ki: Ey kendisine Kur'an indirilen sen gerçekten de delisin. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:7 لَّوْ مَا تَأْتِينَا بِٱلْمَلَـٰٓئِكَةِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ
15:7 Gerçeklerdensen neden meleklerle gelmiyorsun bize? - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:8 مَا نُنَزِّلُ ٱلْمَلَـٰٓئِكَةَ إِلَّا بِٱلْحَقِّ وَمَا كَانُوٓا۟ إِذًا مُّنظَرِينَ
15:8 Biz melekleri, ancak hak ve gerçek olarak indiririz, indiririz ama o vakit de mühlet vermeyiz, göz açtırmayız kafirlere. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:9 إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا ٱلذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَـٰفِظُونَ
15:9 Şüphe yok ki Kur'an'ı biz indirdik ve şüphe yok ki onu mutlaka koruyacağız. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:10 وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ فِى شِيَعِ ٱلْأَوَّلِينَ
15:10 Andolsun ki senden önce, evvelki ümmetlere de peygamberler göndermiştik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:11 وَمَا يَأْتِيهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا كَانُوا۟ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ
15:11 Hiçbir peygamber göndermedik ki alay etmesinler onunla. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:12 كَذَٰلِكَ نَسْلُكُهُۥ فِى قُلُوبِ ٱلْمُجْرِمِينَ
15:12 Biz böylece, Kur'an'ı, yüreklerine kadar sokarız da. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:13 لَا يُؤْمِنُونَ بِهِۦ ۖ وَقَدْ خَلَتْ سُنَّةُ ٱلْأَوَّلِينَ
15:13 Gene ona inanmazlar ve gerçekten, eskilerin yoluyoradamı da böylece olup bitmiş, onlar da bu yüzden azaba uğrayıp gitmiştir. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:14 وَلَوْ فَتَحْنَا عَلَيْهِم بَابًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فَظَلُّوا۟ فِيهِ يَعْرُجُونَ
15:14 Onlara gökten bir kapı açsak da melekler, o kapıdan inip çıksalar. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:15 لَقَالُوٓا۟ إِنَّمَا سُكِّرَتْ أَبْصَـٰرُنَا بَلْ نَحْنُ قَوْمٌ مَّسْحُورُونَ
15:15 Bunu görürler de gene ancak derler, gözlerimiz bağlandı bizim, hatta büyülenmiş bir topluluğuz biz. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:16 وَلَقَدْ جَعَلْنَا فِى ٱلسَّمَآءِ بُرُوجًا وَزَيَّنَّـٰهَا لِلنَّـٰظِرِينَ
15:16 Andolsun ki gökte burçlar halkettik ve göğü, seyredenlere bezedik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:17 وَحَفِظْنَـٰهَا مِن كُلِّ شَيْطَـٰنٍ رَّجِيمٍ
15:17 Ve onu, bütün taşlanmış Şeytanlardan koruduk. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:18 إِلَّا مَنِ ٱسْتَرَقَ ٱلسَّمْعَ فَأَتْبَعَهُۥ شِهَابٌ مُّبِينٌ
15:18 Ancak hırsızlama bir şey duymaya kalkışan olursa onun da ardından apaçık görünen bir ateş yalımıdır gönderdik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:19 وَٱلْأَرْضَ مَدَدْنَـٰهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَٰسِىَ وَأَنۢبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ شَىْءٍ مَّوْزُونٍ
15:19 Yeryüzünü, enine boyuna döşedik ve orada metin dağlar yarattık ve oradan, taktirimize göre, her şeyi bitirdik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:20 وَجَعَلْنَا لَكُمْ فِيهَا مَعَـٰيِشَ وَمَن لَّسْتُمْ لَهُۥ بِرَٰزِقِينَ
15:20 Orada sizin için de, sizin rızıklandırmadığınız mahlukat için de geçim sebepleri halkettik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:21 وَإِن مِّن شَىْءٍ إِلَّا عِندَنَا خَزَآئِنُهُۥ وَمَا نُنَزِّلُهُۥٓ إِلَّا بِقَدَرٍ مَّعْلُومٍ
15:21 Hiçbir şey yoktur ki hazineleri, katımızda olmasın ve biz onu ancak malum bir miktarda indiririz. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:22 وَأَرْسَلْنَا ٱلرِّيَـٰحَ لَوَٰقِحَ فَأَنزَلْنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءً فَأَسْقَيْنَـٰكُمُوهُ وَمَآ أَنتُمْ لَهُۥ بِخَـٰزِنِينَ
15:22 Yüklü rüzgarlar gönderdik de gökten yağmur yağdırdık, suya kandırdık sizi ve onu koruyup saklayan siz değilsiniz. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:23 وَإِنَّا لَنَحْنُ نُحْىِۦ وَنُمِيتُ وَنَحْنُ ٱلْوَٰرِثُونَ
15:23 Ve şüphe yok ki ancak biz diriltiriz, biz öldürürüz ve biziz her şeye varis olan. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:24 وَلَقَدْ عَلِمْنَا ٱلْمُسْتَقْدِمِينَ مِنكُمْ وَلَقَدْ عَلِمْنَا ٱلْمُسْتَـْٔخِرِينَ
15:24 Ve andolsun ki önce geçip gidenlerinizi de biliriz, sonraya kalanlarınızı da. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:25 وَإِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحْشُرُهُمْ ۚ إِنَّهُۥ حَكِيمٌ عَلِيمٌ
15:25 Ve şüphe yok ki Rabbin, hepsini de haşreder; şüphe yok ki o, hüküm ve hikmet sahibidir ve her şeyi bilir. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:26 وَلَقَدْ خَلَقْنَا ٱلْإِنسَـٰنَ مِن صَلْصَـٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ
15:26 Andolsun ki biz Âdem'i, kuru, kokmuş, şekil ve suret verilmiş balçıktan yarattık. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:27 وَٱلْجَآنَّ خَلَقْنَـٰهُ مِن قَبْلُ مِن نَّارِ ٱلسَّمُومِ
15:27 Şeytan'ıysa daha önce, yakıp öldürücü bir harareti olan ateşten yarattık. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:28 وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَـٰٓئِكَةِ إِنِّى خَـٰلِقٌۢ بَشَرًا مِّن صَلْصَـٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ
15:28 An o zamanı ki Rabbin, meleklere demişti: Gerçekten de ben, kuru, kokmuş, şekil ve suret verilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:29 فَإِذَا سَوَّيْتُهُۥ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِى فَقَعُوا۟ لَهُۥ سَـٰجِدِينَ
15:29 Onun yaratılışını tamamlayıp kemale getirerek ruhumdan ruh üfürünce derhal ona karşı secdeye kapanın. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:30 فَسَجَدَ ٱلْمَلَـٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ
15:30 Meleklerin hepsi birden secde ettiler. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:31 إِلَّآ إِبْلِيسَ أَبَىٰٓ أَن يَكُونَ مَعَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
15:31 Ancak İblis secde etmedi, secde edenlere katılmaktan çekindi. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:32 قَالَ يَـٰٓإِبْلِيسُ مَا لَكَ أَلَّا تَكُونَ مَعَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
15:32 Ey İblis dedi, sana ne oldu da secde edenlere katılmaktan çekindin? - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:33 قَالَ لَمْ أَكُن لِّأَسْجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقْتَهُۥ مِن صَلْصَـٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ
15:33 Kuru, kokmuş, şekil ve suret verilmiş balçıktan yarattığın insana dedi, ben secde etmem. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:34 قَالَ فَٱخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ
15:34 Çık buradan dedi, şüphe yok ki taşlanmış, kovulmuşsun sen. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:35 وَإِنَّ عَلَيْكَ ٱللَّعْنَةَ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلدِّينِ
15:35 Ve gerçekten de din gününe dek lanet sana. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:36 قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِىٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ
15:36 Rabbim dedi, onların tekrar dirilecekleri güne dek mühlet ver, yaşat beni. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:37 قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلْمُنظَرِينَ
15:37 Şüphe yok ki dedi, sen, mühlet verilmişlerdensin. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:38 إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْوَقْتِ ٱلْمَعْلُومِ
15:38 Malum vaktin gelip çatacağı güne dek. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:39 قَالَ رَبِّ بِمَآ أَغْوَيْتَنِى لَأُزَيِّنَنَّ لَهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ وَلَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ
15:39 Rabbim dedi, beni rahmetinden mahrum ettiğin gibi bende kötülükleri, yeryüzünde onlara bezeyecek, onları isyan ettirerek hepsini de rahmetinden mahrum edeceğim. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:40 إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ ٱلْمُخْلَصِينَ
15:40 Ancak ihlasa sahip edilmiş kulların müstesna. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:41 قَالَ هَـٰذَا صِرَٰطٌ عَلَىَّ مُسْتَقِيمٌ
15:41 Tanrı, işte bu yol dedi, dosdoğru bana varan yol. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:42 إِنَّ عِبَادِى لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَـٰنٌ إِلَّا مَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْغَاوِينَ
15:42 Şüphe yok ki kullarıma hiçbir suretle gücün yetmez, ancak sana uyan azgınlara yeter senin gücün. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:43 وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوْعِدُهُمْ أَجْمَعِينَ
15:43 Ve şüphe yok ki onların hepsine de vaadedilen yer, cehennemdir. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:44 لَهَا سَبْعَةُ أَبْوَٰبٍ لِّكُلِّ بَابٍ مِّنْهُمْ جُزْءٌ مَّقْسُومٌ
15:44 Orasının yedi kapısı var, her kapıya da onlardan bir kısmı ayrılmıştır. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:45 إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّـٰتٍ وَعُيُونٍ
15:45 Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerde ve ırmak başlarındadır. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:46 ٱدْخُلُوهَا بِسَلَـٰمٍ ءَامِنِينَ
15:46 Esenlikle emin olarak girin cennetlere. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:47 وَنَزَعْنَا مَا فِى صُدُورِهِم مِّنْ غِلٍّ إِخْوَٰنًا عَلَىٰ سُرُرٍ مُّتَقَـٰبِلِينَ
15:47 Gönüllerindeki kini, hasedi, ta kökünden söküp attık onların, kardeşlerdir, birbirlerine karşı tahtlar üstünde otururlar. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:48 لَا يَمَسُّهُمْ فِيهَا نَصَبٌ وَمَا هُم مِّنْهَا بِمُخْرَجِينَ
15:48 Orada ne bir yorgunluk duyarlar, ne de oradan çıkarılırlar. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:49 ۞ نَبِّئْ عِبَادِىٓ أَنِّىٓ أَنَا ٱلْغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ
15:49 Haber ver kullarıma, şüphe yok ki ben suçları örterim, rahimim. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:50 وَأَنَّ عَذَابِى هُوَ ٱلْعَذَابُ ٱلْأَلِيمُ
15:50 Ve şüphe yok ki azabım da pek elemli bir azaptır. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:51 وَنَبِّئْهُمْ عَن ضَيْفِ إِبْرَٰهِيمَ
15:51 Onları, İbrahim'e gelen misafirlerden de haberdar et. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:52 إِذْ دَخَلُوا۟ عَلَيْهِ فَقَالُوا۟ سَلَـٰمًا قَالَ إِنَّا مِنكُمْ وَجِلُونَ
15:52 Hani, huzuruna girmişler de esenlik sana demişlerdi; o da, biz gerçekten de sizden korkuyoruz demişti. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:53 قَالُوا۟ لَا تَوْجَلْ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَـٰمٍ عَلِيمٍ
15:53 Korkma demişlerdi, biz sana, bilgi sahibi bir erkek evlat müjdeliyoruz. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:54 قَالَ أَبَشَّرْتُمُونِى عَلَىٰٓ أَن مَّسَّنِىَ ٱلْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ
15:54 İhtiyarlık çağımda mı demişti, bana müjde veriyorsunuz? Neye istinaden müjde vermektesiniz bana? - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:55 قَالُوا۟ بَشَّرْنَـٰكَ بِٱلْحَقِّ فَلَا تَكُن مِّنَ ٱلْقَـٰنِطِينَ
15:55 Sana öyle bir müjde veriyoruz ki gerçektir bu, sakın ümidini kesenlerden olma demişlerdi. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:56 قَالَ وَمَن يَقْنَطُ مِن رَّحْمَةِ رَبِّهِۦٓ إِلَّا ٱلضَّآلُّونَ
15:56 O da Rabbinin rahmetinden demişti, ancak doğru yoldan sapanlardan başka kim ümit keser? - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:57 قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ أَيُّهَا ٱلْمُرْسَلُونَ
15:57 Ey elçiler demişti, başka ne memuriyetiniz var? - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:58 قَالُوٓا۟ إِنَّآ أُرْسِلْنَآ إِلَىٰ قَوْمٍ مُّجْرِمِينَ
15:58 Biz demişlerdi, şüphe yok ki mücrim bir topluluğa gönderildik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:59 إِلَّآ ءَالَ لُوطٍ إِنَّا لَمُنَجُّوهُمْ أَجْمَعِينَ
15:59 Ancak Lut ve soyu müstesna; onların hepsini de mutlaka kurtaracağız. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:60 إِلَّا ٱمْرَأَتَهُۥ قَدَّرْنَآ ۙ إِنَّهَا لَمِنَ ٱلْغَـٰبِرِينَ
15:60 Yalnız karısını kurtarmayacağız, onun, helak olanlarla beraber şehirde kalmasını takdir ettik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:61 فَلَمَّا جَآءَ ءَالَ لُوطٍ ٱلْمُرْسَلُونَ
15:61 Elçiler Lut ailesine geldikleri zaman. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:62 قَالَ إِنَّكُمْ قَوْمٌ مُّنكَرُونَ
15:62 O, siz dedi tanınmamış kimselersiniz. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:63 قَالُوا۟ بَلْ جِئْنَـٰكَ بِمَا كَانُوا۟ فِيهِ يَمْتَرُونَ
15:63 Onlar, biz dediler, onların şüphe ettikleri şeyi getirdik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:64 وَأَتَيْنَـٰكَ بِٱلْحَقِّ وَإِنَّا لَصَـٰدِقُونَ
15:64 O gerçek haberle geldik sana ve biz doğru sözlüyüz. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:65 فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِّنَ ٱلَّيْلِ وَٱتَّبِعْ أَدْبَـٰرَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنكُمْ أَحَدٌ وَٱمْضُوا۟ حَيْثُ تُؤْمَرُونَ
15:65 Gece yarısından sonra aileni yola çıkar, sen de artlarına düş, hiçbiriniz arkanıza bakmayın, emrolunacak yere geçingidin. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:66 وَقَضَيْنَآ إِلَيْهِ ذَٰلِكَ ٱلْأَمْرَ أَنَّ دَابِرَ هَـٰٓؤُلَآءِ مَقْطُوعٌ مُّصْبِحِينَ
15:66 Ve bu işi ona vahyettik de hiç şüphe yok ki dedik, sabah çağı bunların kökleri kesilir. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:67 وَجَآءَ أَهْلُ ٱلْمَدِينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ
15:67 Şehir halkı, birbirlerini müjdeleyerek misafirlerin yanına geldi. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:68 قَالَ إِنَّ هَـٰٓؤُلَآءِ ضَيْفِى فَلَا تَفْضَحُونِ
15:68 Lut, bunlar benim konuklarım dedi, onlara karşı utandırmayın beni. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:69 وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَلَا تُخْزُونِ
15:69 Allah'tan çekinin de mahzun etmeyin beni. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:70 قَالُوٓا۟ أَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ ٱلْعَـٰلَمِينَ
15:70 Seni konuk kabul etmekten menetmedik miydi dediler. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:71 قَالَ هَـٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِىٓ إِن كُنتُمْ فَـٰعِلِينَ
15:71 Lut, evlenecekseniz işte kızlarım, onları alın dedi. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:72 لَعَمْرُكَ إِنَّهُمْ لَفِى سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ
15:72 Ömrün hakkı için onlar, gafletten adeta sarhoştular, gaflet içinde şaşkın bir haldeydiler. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:73 فَأَخَذَتْهُمُ ٱلصَّيْحَةُ مُشْرِقِينَ
15:73 Güneş doğduktan sonra onları bir bağırış, helak ediverdi. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:74 فَجَعَلْنَا عَـٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِّن سِجِّيلٍ
15:74 Ülkelerinin altını üstüne getirdik, üstlerine balçıktan meydana gelmiş taşlar yağdırdık. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:75 إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَـَٔايَـٰتٍ لِّلْمُتَوَسِّمِينَ
15:75 Şüphe yok ki bunda düşünenlere ibretler var. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:76 وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٍ مُّقِيمٍ
15:76 Ve şüphe yok ki o şehir, hala herkesin yol uğrağı olan bir yerde. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:77 إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَـَٔايَةً لِّلْمُؤْمِنِينَ
15:77 Şüphe yok ki bunda, inananlar için bir delil var. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:78 وَإِن كَانَ أَصْحَـٰبُ ٱلْأَيْكَةِ لَظَـٰلِمِينَ
15:78 Ashab-ı Eyke de gerçekten zalimdi. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:79 فَٱنتَقَمْنَا مِنْهُمْ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٍ مُّبِينٍ
15:79 Öcaldık onlardan; iki şehir de apaçık görünmede, yol uğrağında hala. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:80 وَلَقَدْ كَذَّبَ أَصْحَـٰبُ ٱلْحِجْرِ ٱلْمُرْسَلِينَ
15:80 Ashabı Hicr de peygamberini inkar etti. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:81 وَءَاتَيْنَـٰهُمْ ءَايَـٰتِنَا فَكَانُوا۟ عَنْهَا مُعْرِضِينَ
15:81 Delillerimizi göstermiştik onlara, fakat onlardan yüz çevirmişlerdi. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:82 وَكَانُوا۟ يَنْحِتُونَ مِنَ ٱلْجِبَالِ بُيُوتًا ءَامِنِينَ
15:82 Ve evlerini dağlarda oyarlar, emin bir halde yaşarlardı. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:83 فَأَخَذَتْهُمُ ٱلصَّيْحَةُ مُصْبِحِينَ
15:83 Sabah çağına erdikleri gibi bir bağırış yüzünden helak olup gittiler. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:84 فَمَآ أَغْنَىٰ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَكْسِبُونَ
15:84 Kazandıkları mal ve servet, azabı defedemedi onlardan. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:85 وَمَا خَلَقْنَا ٱلسَّمَـٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَآ إِلَّا بِٱلْحَقِّ ۗ وَإِنَّ ٱلسَّاعَةَ لَـَٔاتِيَةٌ ۖ فَٱصْفَحِ ٱلصَّفْحَ ٱلْجَمِيلَ
15:85 Ve biz, gökleri ve yeryüzünü abes olarak halketmedik ve kıyamet, mutlaka gelecektir, aldırış bile etme, bir hoşça vaz geç onlardan şimdilik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:86 إِنَّ رَبَّكَ هُوَ ٱلْخَلَّـٰقُ ٱلْعَلِيمُ
15:86 Şüphe yok ki Rabbin, her şeyi yaratandır ve her şeyi bilir. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:87 وَلَقَدْ ءَاتَيْنَـٰكَ سَبْعًا مِّنَ ٱلْمَثَانِى وَٱلْقُرْءَانَ ٱلْعَظِيمَ
15:87 Andolsun ki biz sana, tekrarlanan yedi ayeti ve pek büyük olan Kur'an'ı verdik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:88 لَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِۦٓ أَزْوَٰجًا مِّنْهُمْ وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَٱخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ
15:88 Onlara verdiğimiz mala, evlada göz dikme, onlar için tasalanıp gam yeme, inananlara karşı kanadını indir, onları koru, onlara karşı mütevazı ol. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:89 وَقُلْ إِنِّىٓ أَنَا ٱلنَّذِيرُ ٱلْمُبِينُ
15:89 Ve de ki: Hiç şüphe yok ki ben, gerçekten de bir korkutucuyum. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:90 كَمَآ أَنزَلْنَا عَلَى ٱلْمُقْتَسِمِينَ
15:90 Nitekim bölükbölük olanlara da indirmiştik. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:91 ٱلَّذِينَ جَعَلُوا۟ ٱلْقُرْءَانَ عِضِينَ
15:91 Öyle kişilerdi onlar ki Kuran'ı parçaparça ettiler; bir kısmına inandılar da bir kısmına inanmadılar. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:92 فَوَرَبِّكَ لَنَسْـَٔلَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ
15:92 Andolsun Rabbine ki onların hepsine soracağız. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:93 عَمَّا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
15:93 Yaptıkları şeyleri. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:94 فَٱصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ وَأَعْرِضْ عَنِ ٱلْمُشْرِكِينَ
15:94 Artık sen emredildiğin şeyi açıkla ve şirk koşanlardan yüz çevir. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:95 إِنَّا كَفَيْنَـٰكَ ٱلْمُسْتَهْزِءِينَ
15:95 O alaycılara karşı biz yeteriz sana. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:96 ٱلَّذِينَ يَجْعَلُونَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَـٰهًا ءَاخَرَ ۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
15:96 Onlar, Allah'tan başka tanrılar da kabul etmişlerdir; yakında bilip anlayacaklar. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:97 وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدْرُكَ بِمَا يَقُولُونَ
15:97 Ve andolsun biliriz ki şüphe yok, söyledikleri sözlerden yüreğin sıkılır. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:98 فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
15:98 Artık Rabbine hamd ederek tenzih et ve secde edenlerden ol. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)

15:99 وَٱعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّىٰ يَأْتِيَكَ ٱلْيَقِينُ
15:99 Ve ölüm gelip çatıncaya dek Rabbine ibadet et. - Abdulbaki Golpinarli (Turkish)