Selected
Original Text
Edip Yüksel
Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
88:1
هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْغَـٰشِيَةِ
88:1
Sana o bunaltanın haberi ulaştı mı? - Edip Yüksel (Turkish)
88:2
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَـٰشِعَةٌ
88:2
O gün yüzler saygı gösterir. - Edip Yüksel (Turkish)
88:3
عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ
88:3
Çalışmıştır, yorgun düşmüştür. - Edip Yüksel (Turkish)
88:4
تَصْلَىٰ نَارًا حَامِيَةً
88:4
Kızgın ateşe girerler. - Edip Yüksel (Turkish)
88:5
تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ ءَانِيَةٍ
88:5
Kaynar bir pınardan içirilirler. - Edip Yüksel (Turkish)
88:6
لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ
88:6
Değersiz bir yiyeceğin dışında bir şeyleri yoktur; - Edip Yüksel (Turkish)
88:7
لَّا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِى مِن جُوعٍ
88:7
Ne besler, ne de açlığı giderir. - Edip Yüksel (Turkish)
88:8
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ
88:8
O gün başka yüzler de var ki mutludur. - Edip Yüksel (Turkish)
88:9
لِّسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ
88:9
Yaptıklarından ötürü sevinçlidir. - Edip Yüksel (Turkish)
88:10
فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍ
88:10
Yüksek bir cennettedir. - Edip Yüksel (Turkish)
88:11
لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَـٰغِيَةً
88:11
Orada bir saçmalık işitmezler. - Edip Yüksel (Turkish)
88:12
فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ
88:12
Orada akan bir kaynak var. - Edip Yüksel (Turkish)
88:13
فِيهَا سُرُرٌ مَّرْفُوعَةٌ
88:13
Orada yüksek mobilyalar var. - Edip Yüksel (Turkish)
88:14
وَأَكْوَابٌ مَّوْضُوعَةٌ
88:14
Kadehler konulmuş, - Edip Yüksel (Turkish)
88:15
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ
88:15
Yastıklar dizilmiş, - Edip Yüksel (Turkish)
88:16
وَزَرَابِىُّ مَبْثُوثَةٌ
88:16
Ve halılar serilmiştir. - Edip Yüksel (Turkish)
88:17
أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى ٱلْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ
88:17
Bakmazlar mı develere, nasıl yaratıldı? - Edip Yüksel (Turkish)
88:18
وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيْفَ رُفِعَتْ
88:18
Ve göğe, nasıl yükseltildi? - Edip Yüksel (Turkish)
88:19
وَإِلَى ٱلْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ
88:19
Ve dağlara, nasıl dikildi? - Edip Yüksel (Turkish)
88:20
وَإِلَى ٱلْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ
88:20
Ve yere, nasıl döşendi? - Edip Yüksel (Turkish)
88:21
فَذَكِّرْ إِنَّمَآ أَنتَ مُذَكِّرٌ
88:21
Hatırlat, çünkü sen hatırlatıcısın. - Edip Yüksel (Turkish)
88:22
لَّسْتَ عَلَيْهِم بِمُصَيْطِرٍ
88:22
Sen onları zorlayacak değilsin. - Edip Yüksel (Turkish)
88:23
إِلَّا مَن تَوَلَّىٰ وَكَفَرَ
88:23
Fakat kim yüz çevirir ve inkar ederse, - Edip Yüksel (Turkish)
88:24
فَيُعَذِّبُهُ ٱللَّهُ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَكْبَرَ
88:24
ALLAH onu en büyük ceza ile cezalandırır. - Edip Yüksel (Turkish)
88:25
إِنَّ إِلَيْنَآ إِيَابَهُمْ
88:25
Onların dönüşleri bizedir. - Edip Yüksel (Turkish)
88:26
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُم
88:26
Hesaplarını görmek de bize düşer. - Edip Yüksel (Turkish)