Selected
Original Text
Suleyman Ates
Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
88:1
هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْغَـٰشِيَةِ
88:1
(Şiddet ve dehşetiyle her şeyi) Sarıp kaplayacak olan(o felaket)in haberi sana geldi mi? - Suleyman Ates (Turkish)
88:2
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَـٰشِعَةٌ
88:2
Yüzler var ki o gün öne düşüktür, - Suleyman Ates (Turkish)
88:3
عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ
88:3
Çalışır, yorulur. - Suleyman Ates (Turkish)
88:4
تَصْلَىٰ نَارًا حَامِيَةً
88:4
Kızgın ateşe girerler. - Suleyman Ates (Turkish)
88:5
تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ ءَانِيَةٍ
88:5
Kendilerine kaynamış bir gözeden (su) içirilir. - Suleyman Ates (Turkish)
88:6
لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ
88:6
Onlar için kuru dikenden başka yiyecek de yoktur. - Suleyman Ates (Turkish)
88:7
لَّا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِى مِن جُوعٍ
88:7
O da ne semirtir, ne de açlığı giderir. - Suleyman Ates (Turkish)
88:8
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ
88:8
Yüzler de var ki o gün ni'met içinde mutlu, - Suleyman Ates (Turkish)
88:9
لِّسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ
88:9
İşinden memnun, - Suleyman Ates (Turkish)
88:10
فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍ
88:10
Yüksek bir bahçededir. - Suleyman Ates (Turkish)
88:11
لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَـٰغِيَةً
88:11
Orada boş söz işitmezler. - Suleyman Ates (Turkish)
88:12
فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ
88:12
Orada akan bir kaynak vardır. - Suleyman Ates (Turkish)
88:13
فِيهَا سُرُرٌ مَّرْفُوعَةٌ
88:13
Orada yükseltilmiş tahtlar, - Suleyman Ates (Turkish)
88:14
وَأَكْوَابٌ مَّوْضُوعَةٌ
88:14
Konulmuş kadehler, - Suleyman Ates (Turkish)
88:15
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ
88:15
Dizilmiş yastıklar, - Suleyman Ates (Turkish)
88:16
وَزَرَابِىُّ مَبْثُوثَةٌ
88:16
Serilmiş halılar vardır. - Suleyman Ates (Turkish)
88:17
أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى ٱلْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ
88:17
Bakmıyorlar mı develere, nasıl yaratılmış? - Suleyman Ates (Turkish)
88:18
وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيْفَ رُفِعَتْ
88:18
Göğe, nasıl yükseltilmiş? - Suleyman Ates (Turkish)
88:19
وَإِلَى ٱلْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ
88:19
Dağlara, nasıl dikilmiş? - Suleyman Ates (Turkish)
88:20
وَإِلَى ٱلْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ
88:20
Yere, nasıl yayılıp döşenmiş? - Suleyman Ates (Turkish)
88:21
فَذَكِّرْ إِنَّمَآ أَنتَ مُذَكِّرٌ
88:21
Öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin. - Suleyman Ates (Turkish)
88:22
لَّسْتَ عَلَيْهِم بِمُصَيْطِرٍ
88:22
Onların üzerinde zorlayıcı değilsin. - Suleyman Ates (Turkish)
88:23
إِلَّا مَن تَوَلَّىٰ وَكَفَرَ
88:23
Ancak kim yüz çevirir ve inanmazsa, - Suleyman Ates (Turkish)
88:24
فَيُعَذِّبُهُ ٱللَّهُ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَكْبَرَ
88:24
Allah ona en büyük azabı eder, - Suleyman Ates (Turkish)
88:25
إِنَّ إِلَيْنَآ إِيَابَهُمْ
88:25
Dönüşleri Bizedir. - Suleyman Ates (Turkish)
88:26
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُم
88:26
Sonra onların hesabını görmek Bize düşer. - Suleyman Ates (Turkish)