Selected
Original Text
Edip Yüksel
Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
74:1
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلْمُدَّثِّرُ
74:1
Ey gizlenen, - Edip Yüksel (Turkish)
74:2
قُمْ فَأَنذِرْ
74:2
Kalk ve uyar. - Edip Yüksel (Turkish)
74:3
وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ
74:3
Rabbini yücelt. - Edip Yüksel (Turkish)
74:4
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ
74:4
Örtülerini temizle. - Edip Yüksel (Turkish)
74:5
وَٱلرُّجْزَ فَٱهْجُرْ
74:5
Kötülükten uzaklaş. - Edip Yüksel (Turkish)
74:6
وَلَا تَمْنُن تَسْتَكْثِرُ
74:6
İhtiraslı olma. - Edip Yüksel (Turkish)
74:7
وَلِرَبِّكَ فَٱصْبِرْ
74:7
Rabbin için sabret. - Edip Yüksel (Turkish)
74:8
فَإِذَا نُقِرَ فِى ٱلنَّاقُورِ
74:8
Duyuru yapıldığı zaman, - Edip Yüksel (Turkish)
74:9
فَذَٰلِكَ يَوْمَئِذٍ يَوْمٌ عَسِيرٌ
74:9
İşte, zorlu gün o gündür. - Edip Yüksel (Turkish)
74:10
عَلَى ٱلْكَـٰفِرِينَ غَيْرُ يَسِيرٍ
74:10
İnkarcılar için kolay değil. - Edip Yüksel (Turkish)
74:11
ذَرْنِى وَمَنْ خَلَقْتُ وَحِيدًا
74:11
Bir birey olarak yarattığım kişiyi bana bırak. - Edip Yüksel (Turkish)
74:12
وَجَعَلْتُ لَهُۥ مَالًا مَّمْدُودًا
74:12
Ona hem zenginlik verdim, - Edip Yüksel (Turkish)
74:13
وَبَنِينَ شُهُودًا
74:13
Hem de gözü önünde çocuklar... - Edip Yüksel (Turkish)
74:14
وَمَهَّدتُّ لَهُۥ تَمْهِيدًا
74:14
Ona nimetler yağdırdım. - Edip Yüksel (Turkish)
74:15
ثُمَّ يَطْمَعُ أَنْ أَزِيدَ
74:15
Buna rağmen, daha fazlasını istiyor. - Edip Yüksel (Turkish)
74:16
كَلَّآ ۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِـَٔايَـٰتِنَا عَنِيدًا
74:16
Asla, çünkü o, ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi. - Edip Yüksel (Turkish)
74:17
سَأُرْهِقُهُۥ صَعُودًا
74:17
Onu sarp bir yokuşa sardıracağım. - Edip Yüksel (Turkish)
74:18
إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ
74:18
Nitekim o düşündü; ölçtü biçti. - Edip Yüksel (Turkish)
74:19
فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ
74:19
Kahrolası, ne biçim ölçüp biçti. - Edip Yüksel (Turkish)
74:20
ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ
74:20
Kahrolası, gene ne biçim ölçüp biçti. - Edip Yüksel (Turkish)
74:21
ثُمَّ نَظَرَ
74:21
Baktı. - Edip Yüksel (Turkish)
74:22
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ
74:22
Sonra surat astı, kaşlarını çattı. - Edip Yüksel (Turkish)
74:23
ثُمَّ أَدْبَرَ وَٱسْتَكْبَرَ
74:23
Ve arkasını döndü; büyüklük tasladı: - Edip Yüksel (Turkish)
74:24
فَقَالَ إِنْ هَـٰذَآ إِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُ
74:24
"Bu," dedi, "etkileyici bir büyüden başka bir şey değil." - Edip Yüksel (Turkish)
74:25
إِنْ هَـٰذَآ إِلَّا قَوْلُ ٱلْبَشَرِ
74:25
"Bu sadece bir insan sözüdür." - Edip Yüksel (Turkish)
74:26
سَأُصْلِيهِ سَقَرَ
74:26
Onu Sakar'a atacağım. - Edip Yüksel (Turkish)
74:27
وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا سَقَرُ
74:27
Sakar nedir bilir misin? - Edip Yüksel (Turkish)
74:28
لَا تُبْقِى وَلَا تَذَرُ
74:28
Ne bırakır, ne de yüklenir (tam ve mükemmel), - Edip Yüksel (Turkish)
74:29
لَوَّاحَةٌ لِّلْبَشَرِ
74:29
Halklar için (evrensel) bir göstergedir/ekrandır. - Edip Yüksel (Turkish)
74:30
عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَ
74:30
Üzerinde ondokuz vardır. - Edip Yüksel (Turkish)
74:31
وَمَا جَعَلْنَآ أَصْحَـٰبَ ٱلنَّارِ إِلَّا مَلَـٰٓئِكَةً ۙ وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لِيَسْتَيْقِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَـٰبَ وَيَزْدَادَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِيمَـٰنًا ۙ وَلَا يَرْتَابَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَـٰبَ وَٱلْمُؤْمِنُونَ ۙ وَلِيَقُولَ ٱلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَٱلْكَـٰفِرُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَـٰذَا مَثَلًا ۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهْدِى مَن يَشَآءُ ۚ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ ۚ وَمَا هِىَ إِلَّا ذِكْرَىٰ لِلْبَشَرِ
74:31
Biz ateşe bekçi olarak sadece melekleri atadık. Onların sayısını (ondokuz'u) da, () inkarcılar için bir fitne (sınav/huzursuzluk kaynağı) yaptık, () kitap verilmiş olanları ikna etsin, () inananların inancını güçlendirsin, () kitap verilmiş olanlarla inananların kuşkularını ortadan kaldırsın, ve () kalplerinde hastalık olanlarla inkarcılar da, "ALLAH bu örnekle ne demek istiyor?" desinler. Böylece ALLAH dilediğini/dileyeni saptırır ve dilediğini/dileyeni de doğruya iletir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu (sayı) halklara bir mesajdır. - Edip Yüksel (Turkish)
74:32
كَلَّا وَٱلْقَمَرِ
74:32
Hayır, andolsun Ay'a, - Edip Yüksel (Turkish)
74:33
وَٱلَّيْلِ إِذْ أَدْبَرَ
74:33
Geçtiği vakit geceye, - Edip Yüksel (Turkish)
74:34
وَٱلصُّبْحِ إِذَآ أَسْفَرَ
74:34
Ağardığı vakit sabaha, - Edip Yüksel (Turkish)
74:35
إِنَّهَا لَإِحْدَى ٱلْكُبَرِ
74:35
Bu büyüklerden birisidir. - Edip Yüksel (Turkish)
74:36
نَذِيرًا لِّلْبَشَرِ
74:36
Halklara bir uyarıdır. - Edip Yüksel (Turkish)
74:37
لِمَن شَآءَ مِنكُمْ أَن يَتَقَدَّمَ أَوْ يَتَأَخَّرَ
74:37
İlerlemek yahut geride kalmak dileyenleriniz için. - Edip Yüksel (Turkish)
74:38
كُلُّ نَفْسٍۭ بِمَا كَسَبَتْ رَهِينَةٌ
74:38
Her kişi kendi günahıyla mahkum olur. - Edip Yüksel (Turkish)
74:39
إِلَّآ أَصْحَـٰبَ ٱلْيَمِينِ
74:39
Ancak sağ tarafta olanlar hariç; - Edip Yüksel (Turkish)
74:40
فِى جَنَّـٰتٍ يَتَسَآءَلُونَ
74:40
Cennetler içindedirler, sorarlar, - Edip Yüksel (Turkish)
74:41
عَنِ ٱلْمُجْرِمِينَ
74:41
Suçlulara: - Edip Yüksel (Turkish)
74:42
مَا سَلَكَكُمْ فِى سَقَرَ
74:42
"Sizi bu cezaya sokan nedir?" - Edip Yüksel (Turkish)
74:43
قَالُوا۟ لَمْ نَكُ مِنَ ٱلْمُصَلِّينَ
74:43
Diyecekler ki, "Desteklemezdik/namaz kılmazdık" - Edip Yüksel (Turkish)
74:44
وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ ٱلْمِسْكِينَ
74:44
"Yoksula da yedirmezdik." - Edip Yüksel (Turkish)
74:45
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلْخَآئِضِينَ
74:45
"Biz, boş şeylere dalanlarla birlikte dalardık." - Edip Yüksel (Turkish)
74:46
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ ٱلدِّينِ
74:46
"Yargı gününü yalanlardık." - Edip Yüksel (Turkish)
74:47
حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلْيَقِينُ
74:47
"Nihayet (şimdi) kesin gerçeğe ulaştık." - Edip Yüksel (Turkish)
74:48
فَمَا تَنفَعُهُمْ شَفَـٰعَةُ ٱلشَّـٰفِعِينَ
74:48
Aracıların şefaati onlara bir yarar sağlamaz. - Edip Yüksel (Turkish)
74:49
فَمَا لَهُمْ عَنِ ٱلتَّذْكِرَةِ مُعْرِضِينَ
74:49
Öyleyse neden bu mesajdan yüz çeviriyorlar. - Edip Yüksel (Turkish)
74:50
كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُّسْتَنفِرَةٌ
74:50
Ürkmüş zebralar gibi, - Edip Yüksel (Turkish)
74:51
فَرَّتْ مِن قَسْوَرَةٍۭ
74:51
Aslandan kaçan... - Edip Yüksel (Turkish)
74:52
بَلْ يُرِيدُ كُلُّ ٱمْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُؤْتَىٰ صُحُفًا مُّنَشَّرَةً
74:52
Hayır, onlardan her biri, kendisine özel olarak açılmış sayfalar verilmesini ister. - Edip Yüksel (Turkish)
74:53
كَلَّا ۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلْـَٔاخِرَةَ
74:53
Doğrusu, onlar ahiretten korkmuyor. - Edip Yüksel (Turkish)
74:54
كَلَّآ إِنَّهُۥ تَذْكِرَةٌ
74:54
Doğrusu, bu bir öğüttür. - Edip Yüksel (Turkish)
74:55
فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
74:55
Dileyen ondan öğüt alır. - Edip Yüksel (Turkish)
74:56
وَمَا يَذْكُرُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ ۚ هُوَ أَهْلُ ٱلتَّقْوَىٰ وَأَهْلُ ٱلْمَغْفِرَةِ
74:56
ALLAH dilemezse onlar öğüt alamazlar. O, erdemli davranmanın kaynağıdır; bağışlamanın kaynağıdır. - Edip Yüksel (Turkish)