Selected
Original Text
Suat Yildirim
Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
74:1
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلْمُدَّثِّرُ
74:1
Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün! - Suat Yildirim (Turkish)
74:2
قُمْ فَأَنذِرْ
74:2
Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün! - Suat Yildirim (Turkish)
74:3
وَرَبَّكَ فَكَبِّرْ
74:3
Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün! - Suat Yildirim (Turkish)
74:4
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ
74:4
Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün! - Suat Yildirim (Turkish)
74:5
وَٱلرُّجْزَ فَٱهْجُرْ
74:5
Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün! - Suat Yildirim (Turkish)
74:6
وَلَا تَمْنُن تَسْتَكْثِرُ
74:6
Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün! - Suat Yildirim (Turkish)
74:7
وَلِرَبِّكَ فَٱصْبِرْ
74:7
Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün! - Suat Yildirim (Turkish)
74:8
فَإِذَا نُقِرَ فِى ٱلنَّاقُورِ
74:8
Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün! - Suat Yildirim (Turkish)
74:9
فَذَٰلِكَ يَوْمَئِذٍ يَوْمٌ عَسِيرٌ
74:9
Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün! - Suat Yildirim (Turkish)
74:10
عَلَى ٱلْكَـٰفِرِينَ غَيْرُ يَسِيرٍ
74:10
Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr'a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün! - Suat Yildirim (Turkish)
74:11
ذَرْنِى وَمَنْ خَلَقْتُ وَحِيدًا
74:11
Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak! - Suat Yildirim (Turkish)
74:12
وَجَعَلْتُ لَهُۥ مَالًا مَّمْدُودًا
74:12
Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak! - Suat Yildirim (Turkish)
74:13
وَبَنِينَ شُهُودًا
74:13
Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak! - Suat Yildirim (Turkish)
74:14
وَمَهَّدتُّ لَهُۥ تَمْهِيدًا
74:14
Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak! - Suat Yildirim (Turkish)
74:15
ثُمَّ يَطْمَعُ أَنْ أَزِيدَ
74:15
Hâlâ da açgözlülükle imkânlarını daha da artırmama hevesleniyor. - Suat Yildirim (Turkish)
74:16
كَلَّآ ۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِـَٔايَـٰتِنَا عَنِيدًا
74:16
Hiç heveslenmesin! Çünkü o Bizim âyetlerimize karşı inatçı kesildi. - Suat Yildirim (Turkish)
74:17
سَأُرْهِقُهُۥ صَعُودًا
74:17
Ben de onu sarp mı sarp bir yokuşa sardıracağım. - Suat Yildirim (Turkish)
74:18
إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ
74:18
O düşündü, ölçtü, biçti... - Suat Yildirim (Turkish)
74:19
فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ
74:19
Kahrolası, nasıl da ölçtü biçti! - Suat Yildirim (Turkish)
74:20
ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ
74:20
Hay kahrolası! Nasıl, nasıl da ölçtü biçti! - Suat Yildirim (Turkish)
74:21
ثُمَّ نَظَرَ
74:21
Sonra baktı... - Suat Yildirim (Turkish)
74:22
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ
74:22
Derken suratını astı, kaşlarını çattı... - Suat Yildirim (Turkish)
74:23
ثُمَّ أَدْبَرَ وَٱسْتَكْبَرَ
74:23
Sonra da sırtını döndü, kibirinden kabardı, arkasına bakmadan çekip gitti! - Suat Yildirim (Turkish)
74:24
فَقَالَ إِنْ هَـٰذَآ إِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُ
74:24
“Bu, büyücülerden nakledilen büyüden ibarettir.” dedi. - Suat Yildirim (Turkish)
74:25
إِنْ هَـٰذَآ إِلَّا قَوْلُ ٱلْبَشَرِ
74:25
Bu, beşer sözünden başka bir şey değildir.” - Suat Yildirim (Turkish)
74:26
سَأُصْلِيهِ سَقَرَ
74:26
(“Beşer” desin bakalım) “Ben de onu sekar'a atacağım. - Suat Yildirim (Turkish)
74:27
وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا سَقَرُ
74:27
Sekar nedir bilir misin? Nereden bileceksin! - Suat Yildirim (Turkish)
74:28
لَا تُبْقِى وَلَا تَذَرُ
74:28
O, içine atılanı yer, bitirir. Yine de bırakmaz, eski haline çevirip bu işi tekrar eder. - Suat Yildirim (Turkish)
74:29
لَوَّاحَةٌ لِّلْبَشَرِ
74:29
Sürekli olarak derileri kavurur. - Suat Yildirim (Turkish)
74:30
عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَ
74:30
Üzerinde on dokuz görevli vardır. - Suat Yildirim (Turkish)
74:31
وَمَا جَعَلْنَآ أَصْحَـٰبَ ٱلنَّارِ إِلَّا مَلَـٰٓئِكَةً ۙ وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِّلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لِيَسْتَيْقِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَـٰبَ وَيَزْدَادَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِيمَـٰنًا ۙ وَلَا يَرْتَابَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَـٰبَ وَٱلْمُؤْمِنُونَ ۙ وَلِيَقُولَ ٱلَّذِينَ فِى قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَٱلْكَـٰفِرُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَـٰذَا مَثَلًا ۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهْدِى مَن يَشَآءُ ۚ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ ۚ وَمَا هِىَ إِلَّا ذِكْرَىٰ لِلْبَشَرِ
74:31
Biz cehennem görevlilerini sadece melaikelerden kıldık. Onların sayısını da kâfirler için imtihan ve sıkıntı sebebi yaptık ki Ehl-i kitaptan olanlar Peygambere imanda yakîn sahibi olup, daha kesin inansınlar. mü'minlerin imanlarındaki yakinleri artsın. Ehl-i kitap ve müminler tereddüde düşmesinler. Kalplerinde hastalık olan münafıklar ile kâfirler de neticede: “Allah, bu misal ile ne anlatmak istemiş olabilir?” desinler. Böylece Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını Kendisinden başka kimse bilemez. Bu, (yani cehennem veya ondan bahseden âyetler) beşere bir öğüt ve uyarıdan başka bir şey değildir. [2,26] - Suat Yildirim (Turkish)
74:32
كَلَّا وَٱلْقَمَرِ
74:32
Hayır! İş kâfirlerin dediği gibi değil. Ay'a, - Suat Yildirim (Turkish)
74:33
وَٱلَّيْلِ إِذْ أَدْبَرَ
74:33
Ve dönüp giden geceye, - Suat Yildirim (Turkish)
74:34
وَٱلصُّبْحِ إِذَآ أَسْفَرَ
74:34
Ağardığı dem sabaha kasem edip şahit tutarım ki. - Suat Yildirim (Turkish)
74:35
إِنَّهَا لَإِحْدَى ٱلْكُبَرِ
74:35
O sekar belâların en müthişidir. - Suat Yildirim (Turkish)
74:36
نَذِيرًا لِّلْبَشَرِ
74:36
Beşer için en büyük uyarıdır. - Suat Yildirim (Turkish)
74:37
لِمَن شَآءَ مِنكُمْ أَن يَتَقَدَّمَ أَوْ يَتَأَخَّرَ
74:37
İleri veya geri gitmek durumunda olanlar için en büyük uyarıdır. - Suat Yildirim (Turkish)
74:38
كُلُّ نَفْسٍۭ بِمَا كَسَبَتْ رَهِينَةٌ
74:38
Ashab-ı yeminden, hesap defterini sağ tarafından alan cennetlikler dışında herkes, yaptığı işlerin rehini ve esîri olacaktır. - Suat Yildirim (Turkish)
74:39
إِلَّآ أَصْحَـٰبَ ٱلْيَمِينِ
74:39
Ashab-ı yeminden, hesap defterini sağ tarafından alan cennetlikler dışında herkes, yaptığı işlerin rehini ve esîri olacaktır. - Suat Yildirim (Turkish)
74:40
فِى جَنَّـٰتٍ يَتَسَآءَلُونَ
74:40
Onlar mutlaka cennetlerde mücrimlerin durumu hakkında, kendi aralarında konuşurlar. O suçlulara: “Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?” diye sorulur. - Suat Yildirim (Turkish)
74:41
عَنِ ٱلْمُجْرِمِينَ
74:41
Onlar mutlaka cennetlerde mücrimlerin durumu hakkında, kendi aralarında konuşurlar. O suçlulara: “Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?” diye sorulur. - Suat Yildirim (Turkish)
74:42
مَا سَلَكَكُمْ فِى سَقَرَ
74:42
Onlar mutlaka cennetlerde mücrimlerin durumu hakkında, kendi aralarında konuşurlar. O suçlulara: “Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?” diye sorulur. - Suat Yildirim (Turkish)
74:43
قَالُوا۟ لَمْ نَكُ مِنَ ٱلْمُصَلِّينَ
74:43
Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik. - Suat Yildirim (Turkish)
74:44
وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ ٱلْمِسْكِينَ
74:44
Fakirleri doyurmaz, onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmezdik. - Suat Yildirim (Turkish)
74:45
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلْخَآئِضِينَ
74:45
Batıl sözlere dalanlarla beraber biz de dalardık. - Suat Yildirim (Turkish)
74:46
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ ٱلدِّينِ
74:46
Bu hesap gününü yalan sayardık. - Suat Yildirim (Turkish)
74:47
حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلْيَقِينُ
74:47
Ölüm bizi yakalayıncaya kadar hep böyle idik.” - Suat Yildirim (Turkish)
74:48
فَمَا تَنفَعُهُمْ شَفَـٰعَةُ ٱلشَّـٰفِعِينَ
74:48
Artık onlara şefaatçilerin şefaati fayda etmez. - Suat Yildirim (Turkish)
74:49
فَمَا لَهُمْ عَنِ ٱلتَّذْكِرَةِ مُعْرِضِينَ
74:49
Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar? - Suat Yildirim (Turkish)
74:50
كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُّسْتَنفِرَةٌ
74:50
Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar? - Suat Yildirim (Turkish)
74:51
فَرَّتْ مِن قَسْوَرَةٍۭ
74:51
Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar? - Suat Yildirim (Turkish)
74:52
بَلْ يُرِيدُ كُلُّ ٱمْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُؤْتَىٰ صُحُفًا مُّنَشَّرَةً
74:52
Bu beyler, bu öğütle yetinmeyip üstelik her biri kendisine mahsus özel kitap, özel ferman isterler! - Suat Yildirim (Turkish)
74:53
كَلَّا ۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلْـَٔاخِرَةَ
74:53
Hayır! onlar aslında âhiret endişesi taşımazlar. - Suat Yildirim (Turkish)
74:54
كَلَّآ إِنَّهُۥ تَذْكِرَةٌ
74:54
Hayır! Gerçekten bu bir öğüttür, bir uyarıdır. - Suat Yildirim (Turkish)
74:55
فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
74:55
Dileyen onu okur, düşünür ve ders alır. - Suat Yildirim (Turkish)
74:56
وَمَا يَذْكُرُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ ۚ هُوَ أَهْلُ ٱلتَّقْوَىٰ وَأَهْلُ ٱلْمَغْفِرَةِ
74:56
Ama Allah dilemedikçe onlar ders alamazlar. Saygı duyulup cezasından sakınmaya lâyık olan da, günahkârların günahlarını bağışlama şanına yaraşan da yalnız O'dur. - Suat Yildirim (Turkish)