Selected

Original Text
Suleyman Ates

Available Translations

77 Al-Mursalāt ٱلْمُرْسَلَات

< Previous   50 Āyah   The Emissaries      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

77:1 وَٱلْمُرْسَلَـٰتِ عُرْفًا
77:1 Andolsun; birbiri ardınca gönderilenlere, - Suleyman Ates (Turkish)

77:2 فَٱلْعَـٰصِفَـٰتِ عَصْفًا
77:2 Esip savuranlara, - Suleyman Ates (Turkish)

77:3 وَٱلنَّـٰشِرَٰتِ نَشْرًا
77:3 Yaydıkça yayanlara, - Suleyman Ates (Turkish)

77:4 فَٱلْفَـٰرِقَـٰتِ فَرْقًا
77:4 Ayırdıkça ayıranlara, - Suleyman Ates (Turkish)

77:5 فَٱلْمُلْقِيَـٰتِ ذِكْرًا
77:5 Öğüt bırakanlara: - Suleyman Ates (Turkish)

77:6 عُذْرًا أَوْ نُذْرًا
77:6 Özür yahut uyarmak için. - Suleyman Ates (Turkish)

77:7 إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٌ
77:7 (Bunlara andolsun) Ki size va'dedilen, mutlaka olacaktır. - Suleyman Ates (Turkish)

77:8 فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتْ
77:8 Yıldızlar(ın ışığı) silindiği zaman, - Suleyman Ates (Turkish)

77:9 وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتْ
77:9 Gök yarıldığı zaman, - Suleyman Ates (Turkish)

77:10 وَإِذَا ٱلْجِبَالُ نُسِفَتْ
77:10 Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, - Suleyman Ates (Turkish)

77:11 وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتْ
77:11 Elçilere vakit belirlendiği zaman: - Suleyman Ates (Turkish)

77:12 لِأَىِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ
77:12 Ertelenmiş oldukları gün için, - Suleyman Ates (Turkish)

77:13 لِيَوْمِ ٱلْفَصْلِ
77:13 Yani hüküm günü için. - Suleyman Ates (Turkish)

77:14 وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ
77:14 Hüküm gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin? - Suleyman Ates (Turkish)

77:15 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:15 Yalanlayanların vay haline o gün! - Suleyman Ates (Turkish)

77:16 أَلَمْ نُهْلِكِ ٱلْأَوَّلِينَ
77:16 Öncekileri helak etmedik mi? - Suleyman Ates (Turkish)

77:17 ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ ٱلْـَٔاخِرِينَ
77:17 Sonra geridekileri de onların ardına takarız. - Suleyman Ates (Turkish)

77:18 كَذَٰلِكَ نَفْعَلُ بِٱلْمُجْرِمِينَ
77:18 Suçlulara böyle yaparız. - Suleyman Ates (Turkish)

77:19 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:19 (Hakkı) yalanlayanların vay haline o gün! - Suleyman Ates (Turkish)

77:20 أَلَمْ نَخْلُقكُّم مِّن مَّآءٍ مَّهِينٍ
77:20 Sizi adi bir sudan yaratmadık mı? - Suleyman Ates (Turkish)

77:21 فَجَعَلْنَـٰهُ فِى قَرَارٍ مَّكِينٍ
77:21 Onu sağlam bir karar yerine koyduk. - Suleyman Ates (Turkish)

77:22 إِلَىٰ قَدَرٍ مَّعْلُومٍ
77:22 Belli bir süreye kadar. - Suleyman Ates (Turkish)

77:23 فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ ٱلْقَـٰدِرُونَ
77:23 Biçimlendirdik. Ne güzel biçim vereniz Biz. - Suleyman Ates (Turkish)

77:24 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:24 Yalanlayanların vay haline o gün! - Suleyman Ates (Turkish)

77:25 أَلَمْ نَجْعَلِ ٱلْأَرْضَ كِفَاتًا
77:25 Arz'ı toplanma yeri yapmadık mı?; - Suleyman Ates (Turkish)

77:26 أَحْيَآءً وَأَمْوَٰتًا
77:26 Diriler ve ölüler için. - Suleyman Ates (Turkish)

77:27 وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَٰسِىَ شَـٰمِخَـٰتٍ وَأَسْقَيْنَـٰكُم مَّآءً فُرَاتًا
77:27 Orada yüksek yüksek dağlar meydana getirmedik mi? Ve size tatlı su(lar) içirmedik mi? - Suleyman Ates (Turkish)

77:28 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:28 Yalanlayanların vay haline o gün! - Suleyman Ates (Turkish)

77:29 ٱنطَلِقُوٓا۟ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
77:29 Haydi yalanladığınız(azab)a gidin! - Suleyman Ates (Turkish)

77:30 ٱنطَلِقُوٓا۟ إِلَىٰ ظِلٍّ ذِى ثَلَـٰثِ شُعَبٍ
77:30 Üç dallı bir gölgeye gidin." - Suleyman Ates (Turkish)

77:31 لَّا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِى مِنَ ٱللَّهَبِ
77:31 Ki ne gölgelendirir, ne de alevden korur. - Suleyman Ates (Turkish)

77:32 إِنَّهَا تَرْمِى بِشَرَرٍ كَٱلْقَصْرِ
77:32 O, kütük gibi kıvılcım(lar) saçar. - Suleyman Ates (Turkish)

77:33 كَأَنَّهُۥ جِمَـٰلَتٌ صُفْرٌ
77:33 (Saçtığı) kıvılcım, sanki sarı bir halattır. - Suleyman Ates (Turkish)

77:34 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:34 Yalanlayanların vay haline o gün! - Suleyman Ates (Turkish)

77:35 هَـٰذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ
77:35 Bu, konuşamayacakları gündür. - Suleyman Ates (Turkish)

77:36 وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ
77:36 Kendilerine izin de verilmez ki özür dilesinler. - Suleyman Ates (Turkish)

77:37 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:37 Yalanlayanların vay haline o gün! - Suleyman Ates (Turkish)

77:38 هَـٰذَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ ۖ جَمَعْنَـٰكُمْ وَٱلْأَوَّلِينَ
77:38 İşte bu, hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık. - Suleyman Ates (Turkish)

77:39 فَإِن كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ
77:39 Eğer (kurtulmak için yapacağınız) bir hileniz varsa bana hile yapın (da beni atlatın). - Suleyman Ates (Turkish)

77:40 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:40 Yalanlayanların vay haline o gün! * - Suleyman Ates (Turkish)

77:41 إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى ظِلَـٰلٍ وَعُيُونٍ
77:41 Korunanlar ise gölgeler altında, çeşme başındadırlar. - Suleyman Ates (Turkish)

77:42 وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ
77:42 Gönüllerinin çektiği meyvalar içindedirler. - Suleyman Ates (Turkish)

77:43 كُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ هَنِيٓـًٔۢا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
77:43 Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için! - Suleyman Ates (Turkish)

77:44 إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ
77:44 Biz, güzel davrananları böyle mükafatlandırırız. - Suleyman Ates (Turkish)

77:45 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:45 Yalanlayanların vay haline o gün! - Suleyman Ates (Turkish)

77:46 كُلُوا۟ وَتَمَتَّعُوا۟ قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجْرِمُونَ
77:46 Yeyin, azıcık sefa sürün, siz suçlularsınız! - Suleyman Ates (Turkish)

77:47 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:47 Yalanlayanların vay haline o gün! - Suleyman Ates (Turkish)

77:48 وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱرْكَعُوا۟ لَا يَرْكَعُونَ
77:48 Onlara: "Rüku' edin" dendiği zaman rüku' etmezler. - Suleyman Ates (Turkish)

77:49 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:49 Yalanlayanların vay haline o gün! - Suleyman Ates (Turkish)

77:50 فَبِأَىِّ حَدِيثٍۭ بَعْدَهُۥ يُؤْمِنُونَ
77:50 Onlar bun(a inanmadık)dan sonra hangi hadise (söze) inanacaklar? - Suleyman Ates (Turkish)