Selected

Original Text
Suleyman Ates

Available Translations

79 An-Nāzi`āt ٱلنَّازِعَات

< Previous   46 Āyah   Those who drag forth      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

79:1 وَٱلنَّـٰزِعَـٰتِ غَرْقًا
79:1 Andolsun söküp çıkaranlara, - Suleyman Ates (Turkish)

79:2 وَٱلنَّـٰشِطَـٰتِ نَشْطًا
79:2 Hemen çekip alanlara, - Suleyman Ates (Turkish)

79:3 وَٱلسَّـٰبِحَـٰتِ سَبْحًا
79:3 Yüzüp gidenlere, - Suleyman Ates (Turkish)

79:4 فَٱلسَّـٰبِقَـٰتِ سَبْقًا
79:4 Yarışıp, geçenlere, - Suleyman Ates (Turkish)

79:5 فَٱلْمُدَبِّرَٰتِ أَمْرًا
79:5 Derken işi düzenleyenlere! - Suleyman Ates (Turkish)

79:6 يَوْمَ تَرْجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ
79:6 O gün o gürültü sarsar. - Suleyman Ates (Turkish)

79:7 تَتْبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ
79:7 Ardından başka bir gürültü gelir. - Suleyman Ates (Turkish)

79:8 قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ
79:8 O gün bazı yürekler çarpar. - Suleyman Ates (Turkish)

79:9 أَبْصَـٰرُهَا خَـٰشِعَةٌ
79:9 Gözleri (korkudan) aşağı kayar. - Suleyman Ates (Turkish)

79:10 يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِى ٱلْحَافِرَةِ
79:10 Diyorlar ki: "Biz yine eski halimize döndürülecek miyiz?" - Suleyman Ates (Turkish)

79:11 أَءِذَا كُنَّا عِظَـٰمًا نَّخِرَةً
79:11 Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha? - Suleyman Ates (Turkish)

79:12 قَالُوا۟ تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ
79:12 Öyle ise bu, ziyanlı bir dönüştür! dediler. - Suleyman Ates (Turkish)

79:13 فَإِنَّمَا هِىَ زَجْرَةٌ وَٰحِدَةٌ
79:13 O (olay zor değil) bir tek haykırış(a bakmakta)dır. - Suleyman Ates (Turkish)

79:14 فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ
79:14 Hemen onlar uyanıklık alanındadırlar. - Suleyman Ates (Turkish)

79:15 هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ
79:15 Musa'nın haberi sana geldi mi? - Suleyman Ates (Turkish)

79:16 إِذْ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلْوَادِ ٱلْمُقَدَّسِ طُوًى
79:16 Hani Rabbi ona Kutsal Vadi'de, "Tuva"'da ünlemişti: - Suleyman Ates (Turkish)

79:17 ٱذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ
79:17 Fir'avn'a git, çünkü o azdı. - Suleyman Ates (Turkish)

79:18 فَقُلْ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ
79:18 De ki: Arınmağa gönlün var mı? - Suleyman Ates (Turkish)

79:19 وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ
79:19 Seni Rabbin(in yolun)a ileteyim de O'ndan korkasın. - Suleyman Ates (Turkish)

79:20 فَأَرَىٰهُ ٱلْـَٔايَةَ ٱلْكُبْرَىٰ
79:20 Ona büyük mu'cizeyi gösterdi. - Suleyman Ates (Turkish)

79:21 فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ
79:21 Fakat o yalanladı, karşı geldi. - Suleyman Ates (Turkish)

79:22 ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَىٰ
79:22 Sonra sırtını döndü; (Musa'nın getirdiklerini iptal etmek için) çalışmağa koyuldu. - Suleyman Ates (Turkish)

79:23 فَحَشَرَ فَنَادَىٰ
79:23 (Adamlarını) Topladı, (onlara) bağırdı: - Suleyman Ates (Turkish)

79:24 فَقَالَ أَنَا۠ رَبُّكُمُ ٱلْأَعْلَىٰ
79:24 Ben sizin en yüce Rabbinizim! dedi. - Suleyman Ates (Turkish)

79:25 فَأَخَذَهُ ٱللَّهُ نَكَالَ ٱلْـَٔاخِرَةِ وَٱلْأُولَىٰٓ
79:25 Allah da onu, sonun ve ilkin (ahiretin ve dünyanın) azabıyle cezalandırdı. - Suleyman Ates (Turkish)

79:26 إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِّمَن يَخْشَىٰٓ
79:26 Şüphesiz bunda (Allah'tan) korkacak kimse için ibret vardır. - Suleyman Ates (Turkish)

79:27 ءَأَنتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ ٱلسَّمَآءُ ۚ بَنَىٰهَا
79:27 Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? (Allah) onu yaptı. - Suleyman Ates (Turkish)

79:28 رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّىٰهَا
79:28 Kalınlığını (tavanını) yükseltti, onu düzenledi. - Suleyman Ates (Turkish)

79:29 وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَىٰهَا
79:29 Gecesini örtüp kararttı, kuşluğunu (güneşinin ışığını) açığa çıkardı. - Suleyman Ates (Turkish)

79:30 وَٱلْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَىٰهَآ
79:30 Bundan sonra da yeri yayıp yuvarlattı. - Suleyman Ates (Turkish)

79:31 أَخْرَجَ مِنْهَا مَآءَهَا وَمَرْعَىٰهَا
79:31 Ondan suyunu ve otlağını çıkardı, - Suleyman Ates (Turkish)

79:32 وَٱلْجِبَالَ أَرْسَىٰهَا
79:32 Dağları oturttu, - Suleyman Ates (Turkish)

79:33 مَتَـٰعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَـٰمِكُمْ
79:33 Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için. - Suleyman Ates (Turkish)

79:34 فَإِذَا جَآءَتِ ٱلطَّآمَّةُ ٱلْكُبْرَىٰ
79:34 Herşeyi bastıran o büyük felaket geldiği zaman, - Suleyman Ates (Turkish)

79:35 يَوْمَ يَتَذَكَّرُ ٱلْإِنسَـٰنُ مَا سَعَىٰ
79:35 O gün insan, neyin peşinde koşmuş olduğunu hatırlar. - Suleyman Ates (Turkish)

79:36 وَبُرِّزَتِ ٱلْجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ
79:36 Gören kimseler için cehennem ortaya çıkarılmıştır. - Suleyman Ates (Turkish)

79:37 فَأَمَّا مَن طَغَىٰ
79:37 Artık kim azmışsa, - Suleyman Ates (Turkish)

79:38 وَءَاثَرَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا
79:38 Ve şu yakın hayatı yeğlemişse, - Suleyman Ates (Turkish)

79:39 فَإِنَّ ٱلْجَحِيمَ هِىَ ٱلْمَأْوَىٰ
79:39 Onun barınağı cehennemdir. - Suleyman Ates (Turkish)

79:40 وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ وَنَهَى ٱلنَّفْسَ عَنِ ٱلْهَوَىٰ
79:40 Ama kim Rabbinin divanında dur(up hesap ver)mekten korkmuş ve nefsi(ni) kötü heves(ler) den men'etmişse - Suleyman Ates (Turkish)

79:41 فَإِنَّ ٱلْجَنَّةَ هِىَ ٱلْمَأْوَىٰ
79:41 Onun barınağı da cennettir. - Suleyman Ates (Turkish)

79:42 يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَىٰهَا
79:42 Sana sa'atden soruyorlar: Demir atması (gelip çatması) ne zaman diye. - Suleyman Ates (Turkish)

79:43 فِيمَ أَنتَ مِن ذِكْرَىٰهَآ
79:43 Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?! - Suleyman Ates (Turkish)

79:44 إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ
79:44 Onun bilgisi Rabbine aittir. - Suleyman Ates (Turkish)

79:45 إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَىٰهَا
79:45 Sen ancak, ondan korkacak olanları uyarıcısın. - Suleyman Ates (Turkish)

79:46 كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوٓا۟ إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَىٰهَا
79:46 Onlar onu gördükleri zaman sanki (dünyada) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar. - Suleyman Ates (Turkish)