Selected

Original Text
Suleyman Ates

Available Translations

78 An-Naba' ٱلنَّبَأ

< Previous   40 Āyah   The Tidings      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

78:1 عَمَّ يَتَسَآءَلُونَ
78:1 Birbirlerine hangi şeyden soruyorlar? - Suleyman Ates (Turkish)

78:2 عَنِ ٱلنَّبَإِ ٱلْعَظِيمِ
78:2 O büyük haberden mi? - Suleyman Ates (Turkish)

78:3 ٱلَّذِى هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ
78:3 Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler. - Suleyman Ates (Turkish)

78:4 كَلَّا سَيَعْلَمُونَ
78:4 Hayır (dedikleri gibi değil), yakında bilecekler. - Suleyman Ates (Turkish)

78:5 ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ
78:5 Sonra hayır (dedikleri gibi değil), yakında bilecekler. - Suleyman Ates (Turkish)

78:6 أَلَمْ نَجْعَلِ ٱلْأَرْضَ مِهَـٰدًا
78:6 Yapmadık mı biz, Arzı bir beşik, - Suleyman Ates (Turkish)

78:7 وَٱلْجِبَالَ أَوْتَادًا
78:7 Dağları birer kazık? - Suleyman Ates (Turkish)

78:8 وَخَلَقْنَـٰكُمْ أَزْوَٰجًا
78:8 Ve sizi çift çift yarattık. - Suleyman Ates (Turkish)

78:9 وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا
78:9 Uykunuzu dinlenme yaptık. - Suleyman Ates (Turkish)

78:10 وَجَعَلْنَا ٱلَّيْلَ لِبَاسًا
78:10 Geceyi (sizi sarıp örten) bir giysi yaptık. - Suleyman Ates (Turkish)

78:11 وَجَعَلْنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشًا
78:11 Gündüzü de geçim zamanı yaptık. - Suleyman Ates (Turkish)

78:12 وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا
78:12 Üstünüzde yedi sağlam (gök) bina ettik. - Suleyman Ates (Turkish)

78:13 وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا
78:13 Ve (orada) parıl parıl parlayan bir lamba yarattık. - Suleyman Ates (Turkish)

78:14 وَأَنزَلْنَا مِنَ ٱلْمُعْصِرَٰتِ مَآءً ثَجَّاجًا
78:14 Sıkışan(bulut)lardan şarıl şarıl su indirdik, - Suleyman Ates (Turkish)

78:15 لِّنُخْرِجَ بِهِۦ حَبًّا وَنَبَاتًا
78:15 Ki onunla çıkaralım: Dane(ler), bitki(ler), - Suleyman Ates (Turkish)

78:16 وَجَنَّـٰتٍ أَلْفَافًا
78:16 Ve (ağaçları) birbirine sarmaş dolaş bahçeler. - Suleyman Ates (Turkish)

78:17 إِنَّ يَوْمَ ٱلْفَصْلِ كَانَ مِيقَـٰتًا
78:17 Muhakkak ki (haklının, haksızın ayırdedileceği) hüküm günü, belirlenmiş bir vakittir. - Suleyman Ates (Turkish)

78:18 يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا
78:18 O gün Sur'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz. - Suleyman Ates (Turkish)

78:19 وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتْ أَبْوَٰبًا
78:19 Gök açılmış, kapı kapı olmuştur. - Suleyman Ates (Turkish)

78:20 وَسُيِّرَتِ ٱلْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا
78:20 Dağlar yürütülmüş, bir serab olmuştur. - Suleyman Ates (Turkish)

78:21 إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا
78:21 Cehennem de gözetleme yeri olmuş(suçluları gözetleyip durmakta)dır. - Suleyman Ates (Turkish)

78:22 لِّلطَّـٰغِينَ مَـَٔابًا
78:22 Azgınların varacağı yerdir. - Suleyman Ates (Turkish)

78:23 لَّـٰبِثِينَ فِيهَآ أَحْقَابًا
78:23 Orada çağlar boyu kalacalardır. - Suleyman Ates (Turkish)

78:24 لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا
78:24 Orada ne bir serinlik, ne de içilecek bir şey tadarlar, - Suleyman Ates (Turkish)

78:25 إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا
78:25 Yalnız kaynar su ve irin (içerler); - Suleyman Ates (Turkish)

78:26 جَزَآءً وِفَاقًا
78:26 Yaptıklarına uygun bir ceza olarak. - Suleyman Ates (Turkish)

78:27 إِنَّهُمْ كَانُوا۟ لَا يَرْجُونَ حِسَابًا
78:27 Çünkü onlar bir hesap (görüleceğini) ummuyorlardı. - Suleyman Ates (Turkish)

78:28 وَكَذَّبُوا۟ بِـَٔايَـٰتِنَا كِذَّابًا
78:28 Ayetlerimizi de tamamen yalanlamışlardı. - Suleyman Ates (Turkish)

78:29 وَكُلَّ شَىْءٍ أَحْصَيْنَـٰهُ كِتَـٰبًا
78:29 Biz de her şeyi sayıp yazmıştık. - Suleyman Ates (Turkish)

78:30 فَذُوقُوا۟ فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا
78:30 Şimdi tadın (yaptıklarınızın tadını), artık size azabdan başka bir şey artırmayacağız! So taste (of that which ye have earned). No increase do We give you save of torment. - Suleyman Ates (Turkish)

78:31 إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا
78:31 Korunanlar için de başarı ödülü vardır. - Suleyman Ates (Turkish)

78:32 حَدَآئِقَ وَأَعْنَـٰبًا
78:32 Bahçeler, bağlar, - Suleyman Ates (Turkish)

78:33 وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا
78:33 Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar. - Suleyman Ates (Turkish)

78:34 وَكَأْسًا دِهَاقًا
78:34 Ve dolu kadeh(ler). - Suleyman Ates (Turkish)

78:35 لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّٰبًا
78:35 Orada ne boş söz ne de yalan işitirler; - Suleyman Ates (Turkish)

78:36 جَزَآءً مِّن رَّبِّكَ عَطَآءً حِسَابًا
78:36 Rabbinden bir karşılık, yeterli bir bağış olarak. - Suleyman Ates (Turkish)

78:37 رَّبِّ ٱلسَّمَـٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ٱلرَّحْمَـٰنِ ۖ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا
78:37 Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, çok merhametli (Rab). O'nun (izni olmadan) huzurunda konuşamazlar. - Suleyman Ates (Turkish)

78:38 يَوْمَ يَقُومُ ٱلرُّوحُ وَٱلْمَلَـٰٓئِكَةُ صَفًّا ۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ ٱلرَّحْمَـٰنُ وَقَالَ صَوَابًا
78:38 O gün Ruh ve melekler, sıra sıra dururlar. Ancak Rahman'ın izin verdiği konuşabilir, o da doğruyu söyler. - Suleyman Ates (Turkish)

78:39 ذَٰلِكَ ٱلْيَوْمُ ٱلْحَقُّ ۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ مَـَٔابًا
78:39 İşte bu, hak günüdür. Artık dileyen, Rabbine varan bir yol tutar. - Suleyman Ates (Turkish)

78:40 إِنَّآ أَنذَرْنَـٰكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ ٱلْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ ٱلْكَافِرُ يَـٰلَيْتَنِى كُنتُ تُرَٰبًۢا
78:40 Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. O gün kişi, ellerinin (yapıp) öne sürdüğü işlere bakar ve kafir: "Keşke ben, toprak olsaydım!" der. - Suleyman Ates (Turkish)